Resimler
Nasıl Gidilir?
Kars'a gitmek için havayolunu tercih edenler İstanbul, Ankara ve İzmir gibi merkezlerden doğrudan uçuşları bulabilirler. Kars'a kadar ulaşan tren yolu da bir diğer alternatif. Bu yolculuk tabiki daha fazla vaktinizi alacaktır ama seyahatiniz boyunca da Anadolu'nun güzel manzararlarına şahit olacağınızı unutmayın. Kars ili Arpaçay ilçesine bağlı Kuyucuk Köyünde yer alan Kuyucuk Gölü ise Kars şehir merkezine sadece 38 km. uzaklıkta olup Ağrı Dağı manzarasının eşlik ettiği bir saatlik yolculukla ulaşılabilir.
Hakkında
Kars - Kuyucuk Gölü “Turizm ve Korunan Alanlar” temalı Eden 2009 Yarışması birincisidir.
Kuyucuk Gölü, barındırdığı çok sayıda kuş türü ile kuş gözlem meraklılarının mutlaka ziyaret etmesi gereken bir sulakalan. Bugüne kadar yapılan araştırmalar 220’den fazla kuş türünün Kuyucuk Gölü’nde bulunduğunu gösteriyor. Kuşlar üremek, yuvalamak,göç mevsimlerinde beslenmek ve konaklamak için bu eşsiz gölü ziyaret ediyorlar. Bu nedenle birçok kuş türünü bir arada görmek isteyenler göle yaptıkları ziyaretleri ilkbahar ve sonbahar aylarında gerçekleştirmeliler.
2005 yılında yaban hayatı geliştirme sahası, 2009 yılında da uluslararası öneme sahip sulakalan statüsü olan RAMSAR alanı olarak tescil edilen Kuyucuk’un sahip olduğu zenginlikler arasında en önemlisi şüphesizki alanın çok önemli bir kuş gözlem merkezi olması.
Bunun yanısıra gölün çevresi diğer yaban hayatı ile de dikkat çeken zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahip. Doğaseverlerin mutlaka ziyaret etmesini tavsiye ettiğimiz bu yer fotoğraf tutkunlarına kuşların haricinde rengârenk yabani çiçekleri, kelebekleri, mantarları, otlakları, kış aylarında ise tilki ve kurt gibi diğer yabani hayvanları ölümsüzleştirme fırsatı sunuyor. Ayrıca gölün çevresi hiç yorulmadan keyifli bir biçimde yürünebilecek, hatta atla gezilebilecek doğal bir parkur niteliğinde. Bu özelliği burayı gezi ve doğa yürüyüşleri için de ideal bir alan haline getiriyor. Kuyucuk Gölü, yıldız gözlemciliği için de Türkiye’deki en uygun noktalardan birisi. Bunun nedeni, bu tür gözlemlerin önünde en büyük engel olan ışık kirliliğinin burada neredeyse hiç gerçekleşmiyor olması.
Kuyucuk daha ziyade doğal zenginlikleri ile dikkat çeken bir bölge. Tarih ve kültür meraklıları ise Kuyucuk köyünü ziyaret etmeyi tercih edebilirler. 1877-1878 yıllarındaki Osmanlı-Rus savaşlarında Rusya’dan gelen ve 1921 yılına kadar bu köyde yaşamaya devam eden Duhoborların (bir Rus boyu) miras bıraktıkları izleri köyün her yerinde görmek mümkün. Mimarileriyle dikkat çeken evler ile birlikte evlerin karşılıklı olarak dizildiği cadde bu mirasın göze çarpan ilk öğeleri. Günümüzde cami olarak kullanılan kilise ve köyün okulu da bu dönemden kalan kültürel değerler. Bir seyahatten beklentileri doğal güzelliklere şahit olmak yanında kültürel değerleri de keşfetmek olan ve bu köy gezisi ile yetinmeyenlere Kuyucuk Gölü gezisinin Kars’a ve Ani Harabeleri’ne yapılacak seyahatler ile daha da zenginleştirilebileceğini söylemek isteriz.
Anadolu’dan Kafkaslara geçiş noktasında yer alan ve tarihi boyunca da ticari önemiyle öne çıkan Kars, anıtsal yapıları ve tarihi dokusuyla ziyaretçilerine keyifli anlar yaşatabilecek bir şehir. Ancak seyahat planlarını yaparken mutlaka gidilecek mevsime dikkat etmenizde yarar var. Zira şehir, yılın çok büyük bir bölümü karlar altında.
Kars’ın şehir merkezi alışılageldik Anadolu kentlerinden oldukça farklı bir görünüme sahip. Rus işgaline kadar Kars Kalesi’nin sınırları içerisinde yer alan kent bu tarihten itibaren kalenin dışına taşmış ve imar faaliyetleri ile yeniden şekillenen bir şehir kimliğine bürünmüştür. Birbirini dik biçimde kesen geniş caddelerde yer alan her biri birbirinden görkemli ve zarif olan bu binaların büyük bölümü yüz yılın üzerinde bir tarihe sahip olmasına rağmen kullanımlarına da halen devam ediliyor.
Kentin eski yerleşim yerine işaret eden Kars Kalesi ise tarihi boyunca sürekli olarak yıkılıp, yeniden yapılmış ve pek çok savaşa da şahitlik etmiş. Bunlardan sonuncusu 1878’deki Osmanlı-Rus savaşları. Yine de büyük bölümü ayakta duran kale Kars tarihinin hatıralarını canlandırmak isteyenler tarafından ziyaret edilebilir. Tarih meraklılarının ilgisini çekebilecek diğer anıtlar ise 1579 yılında Lala Şahin Paşa tarafından inşa ettirilen Beylerbeyi Sarayı, iki yakas??nda İlbeyoğlu ve Mazlumoğlu hamamlarının yer aldığı ve tarihi benzer biçimde 1579’a kadar giden Taşköprü ve eskiden bir katedral olarak kullanılan Rus dini mimarisinin bir örneğini gösteren Fethiye Camisi.
Ani, Kars’a gelenlerin mutlaka ziyaret etmesini tavsiye ettiğimiz ve şehir merkezine yalnızca 50 kilometre uzaklıkta yer aldığından bir saat gibi kısa bir yolculukla ulaşılabilecek bir yerleşim. Çok sayıda uygarlığın hâkimiyetine girmiş bir yer olduğunu sahip olduğu anıtları ile kanıtlayan Ani’de hem görkemli kilise harabelerini, hem de Selçuklu eserlerini yan yana görebilmeniz mümkün. Kiliselerin arasında 1064 yılında Selçuklularının eline geçmesiyle bir cami olarak kullanılmaya başlanan Ani katedrali, içindeki fresklerin dahi halen görülebildiği Surp Kirkor Kilisesi, cephesindeki bezemeleriyle Surp Pirgiç Kilisesi özellikle ziyaret edilmeyi hak ediyor. Bu kiliselerin tamamı 10. ve 11. yüzyıllara ait. Selçuklu eserleri arasında ise Selçukluların Anadolu’da inşa ettiği ilk cami olması nedeniyle dikkatinizi çekeceğini düşündüğümüz 1110 tarihli Menücehr Camisi ve orijinalinde beş katlı olarak inşa edildiği düşünülen Sultan Sarayı görülmeye değer yapılar.
Kars’ın tüm Türkiye’de isminin duyulmasını sağlayan özelliklerinden birisi ürettiği lezzetler. Bunlar arasında ilk sırada kaşar peyniri ve balı geliyor. Üretim şekli Kars kaşarını, hem Kafkas arısının, hem de Kars’ın doğasında bulunan bitkilerin özgünlüğü ise Kars balını diğer türdeşlerinden daha farklı bir lezzete büründürüyor. Kars’ın en önde gelen iki lezzeti kahvaltıların vazgeçilmezleri olunca Kars’ın çeşitli noktalarında da kahvaltı salonları açılmış. Bu lezzetleri yerinde tatmak isteyenler için bu mekanlar ideal.