Resimler
Nasıl Gidilir?
Bursa merkeze kısa bir mesafede yer alan Cumalıkızık Köyü'ne gitmek için Bursa'dan Ankara'ya giden yolu 10 km boyunca takip etmek daha sonra köye doğru ayrılan yola dönerek 3 km daha ilerlemeniz gerekiyor.
Hakkında
Bursa - Cumalıkızık “Yaşayan Hazineler Destinasyonu” temalı EDEN 2008 yarışması içerisinde Türkiye’nin ilk beş finalistinden birisidir.
Sonraki dönemlerde üç kıtaya yayılan büyük bir imparatorluk haline gelecek olmalarına rağmen, 14. yüzyılın başlarında yalnızca bir beylik halindeki Osmanlıların, Bursa ve çevresinde yaptıkları fetihlerin kısa bir süre sonrasında yerleştikleri köylerden olan Cumalıkızık, 700 yıllık tarihiyle Anadolu’nun en eski Osmanlı köylerinden birisi.
Bursa çevresinde kurulan ilk Osmanlı köyleri içerisinde “Kızık” ismini taşıyan birden çok örnek mevcut. Cumalıkızık dışında Derekızık, Hamamlıkızık, Değirmenlikızık, Fidyekızık gibi köyler Kızık isminin önüne aldıkları unvanlarını sahip oldukları özelliklerinden almışlar. Cumalıkızık’a bu ismin verilmesinin nedeni de çevredeki köylerin topluca Cuma namazlarını burada kılıyor olmaları.
Tarihleri benzer biçimde Osmanlı’nın kuruluşuna kadar götürülüyor olmasına rağmen diğer Kızık köyleri ne yazık ki mimari değerlerini koruyamayarak zamana yenik düşmüşler. Cumalıkızık ise kendisine verilen “Yaşayan Osmanlı Köyü” unvanını fazlasıyla hak eder biçimde değişmeyen tek şeyin değişim olduğu gerçeğinin kabullenildiği tüm dünyaya inat, ne tarihi doku, ne günlük yaşayış ve kültürel değerler ne de doğasının bozulmasına izin vermemiş. UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirasları Geçici Listesinde yer verilmesini sağlayan yönlerinden birisi de zaten bu özelliği. Bu nedenle, tarihi ahşap evleri, dar sokakları, anıt ağaçları ile bir zaman tünelinden geçerek yüzlerce yıl öncesindeki bir Osmanlı Köyü’nü ziyaret ettiğinizi hissetmenizin oldukça muhtemel olduğu bir yer.
Cumalıkızık’ın tamamını bir açık hava müzesi haline getiren ve bu kadar popüler bir ziyaret yeri olmasını sağlayan en önemli özelliği, aralarında 300 yaşında olanların dahi mevcut olduğu Osmanlı sivil mimarisinin en güzel örneklerinden olan tarihi evleri. Taş ve ahşap kullanılarak inşa edilen bu evlerin mimarileri bozulmaksızın restore edilmeleri başarılmış. Ataerkil aile yapısına uygun biçimde inşa edilmiş olan bu evler genellikle iki ve üç katlı olup, birden çok ailenin bir arada yaşamasına uygun bir mimariye sahip. Dikkatli biçimde incelendiklerinde genelde iki türlü planın uygulandığını görmek de mümkün. Bunlardan birincisi etrafı moloz taşlarla yüksek şekilde örülmüş bir duvarla çevrili dış avluya sahip örnekler. Buradan evin giriş kapısına ve hayat kısmına geçilir. Evin girişi, böylece sokakla doğrudan ilişkili değildir. İkinci tip evlerde ise dış avlu mevcut değildir. Sokaktan kapı yardımı ile doğrudan hayat kısmına girilir. Dış kapı üzerinde dikey konulan ağaç hatıllarla meydana getirilmiş camsız bir aydınlatma ve havalandırma boşluğu yer alır. Hayat bölümünden iç avluya, ahıra, depolara ve merdivenlere geçilir.
Hayat bölümü, Cumalıkızık evlerinde en çok kullanılan mekândır. Düğünler başta olmak üzere farklı amaçlarla bir araya gelinen yer evin bu kısmıdır. Elde edilen ürünler burada geçici olarak depolanır, ayrılır, bakımı yapılır. Kış aylarında ısıtmayı sağlayacak malzeme de burada kendisine ayrılan bölümde usta ellerce düzenli şekilde istiflenir. Hayat bölümünün yüksekliği fazla ise bir asma kat yapılarak, bu kısımda uzun süre korunacak malzeme depolanır.
Evlerde tavanları alçak olan birinci kat kışlık bölümdür. Burada yatak odaları, oturma odaları ve ocak yer alır. İkinci kat ise yazlık kısmıdır. Bu bölümde de yatak odaları, eyvan ve sedirler vardır. Bu katlarda sokağa uzanan en önemli ve en çok özen gösterilen yer başodadır. Odalar sofaya açılır. Burada rahat oturmak için canlı renkli, desenli kumaşlarla kaplı, minderli yastıklı sekiler vardır. Bunlardaki dolaplar, kafesler ve sekiler rahat yaşamayı sağlamaya dönüktür.
Evlerin üst katlarının Osmanlı evlerinin genel bir karakteristiği olan cumbalı bir yapıda ve kafesli pencerelere sahip olması, aile mahremiyetinin Osmanlı toplumunda büyük önemi olmasından kaynaklanmaktadır. Sokağa bakan pencerelerin önüne örgü kafesler konulmuştur. Kafes, arkasında yer alan kişilerin dışarıdan görünmesini önler. Fakat içerdekiler dışarıdakileri rahatlıkla görebilir. Bazı evlerin giriş kapılarının yanındaki pencerelere kafesler takılmasının nedeni de budur. Günlük yaşantısının önemli kısmını evde geçiren kadının, pencereden, bu kafes sayesinde sokağı rahatlıkla seyretmesi sağlanmıştır. Bir bütün olarak ilgi çekici olan bu evlere yapacağınız ziyaretlerden daha büyük keyif almanız ise gözlemlerinizin ayrıntısıyla doğru orantılı. Zira ahşap süslemeler, kapı tokmakları gibi ilginizi cezbedebilecek ancak dikkat edildiğinde görülebilecek farklı detaylara da sahipler.
Cumalıkızık’ın bu derece popüler hale gelmesine en büyük katkıyı yapan unsurlar bu evler olsa da mutlaka görülmesi gereken daha farklı değerlere de sahipler. Köyün geçmişini öğrenmek isteyenlerin ziyaret etmesini tavsiye edeceğimiz ilk yer de Etnografya Müzesi. Müzede çoğu bağışlarla toplanmış ve köy tarihini aydınlatan çok sayıda eşya sergileniyor. Bu eşyalar 18. ile 20. yüzyıllar arasına ait olup bu dönemlerdeki köy yaşamının atmosferini yansıtıyor.
Müze, köy tarihini çok farklı yönleriyle ortaya koyuyor olsa da köyün içinde bir gezinti yapmadan bu tarihi tam anlamıyla keşfetmiş sayılmanız çok mümkün değil. Evler dışında sahip olduğu çok sayıda kültürel değerlerden birisi de müzeden çıktıktan sonra hemen karşınızda görebileceğiniz Cumalıkızık Camisi. Caminin üç yüz yaşında olduğu düşünülüyor. Hatta köyün ilk kurulduğu 1300’lü yıllarda da mevcut olduğu ve köye ismini veren caminin de burası olduğu ileri sürülebilir. Sahip olduğu ahşap direkler, başlıklar, kemerler, revaklar yanında kalem işleri ile de ilginizi çekebilecek bir yapı.
Köyde bulunan çok sayıda mahalle çeşmesinin bir örneği olan Zekiye Hatun Çeşmesi ve Cumalıkızık Hamamı da Osmanlı Dönemi’nin diğer yadigârları olarak sıkça ziyaret edilen diğer anıtlar. Köyün kuzeyine gittiğinizde, Deli Çay kıyısında yer alan mezarlıkta köyün uzun geçmişini kanıtlayan çok sayıda Osmanlı Dönemi mezar taşını görebilirsiniz.
Cumalıkızık özgün sokak dokusu ile bir bütün olarak korunmayı başarabilmiş bir yerleşim. Halen devam eden restorasyon çalışmaları ile bu özgünlüğünü sürdürebilmesi hedeflenmektedir.
Köyde en çok ilgi çekenlerden birisi de dünyanın en dar sokağı olduğu iddia edilen Cin Aralığı.
Cumalıkızık genellikle günübirlik gezilerle ziyaret edilen bir yer. Ancak örnekleri giderek ortadan kaybolan bu tarihi köyde biraz daha vakit geçirmek isteyenler için pansiyona çevrilmiş evler de mevcut. Bu evlerde kalanlar köyün atmosferini yaşama olanağına da kavuşabilirler. Açlığınızı da köylüler tarafından yapılan gözleme ve mantı gibi yemeklerle veya yine burada yetiştirilen ve üretilen ürünleri bir arada tadabileceğiniz köy kahvaltılarıyla giderebilmeniz mümkün. Tadına bakmanızı özellikle tavsiye ettiğimiz lezzet ise ekşi maya ile yapılarak odun ateşinde pişirilen buraya özgü köy ekmeği. Köyün ahalisi ve yakın civardaki diğer köylerden gelen kadınlar açtıkları tezgâhlarda kendi üretimleri olan çeşitli yiyecekleri satıyorlar. Doğal ürünlere hasret kalınan bu günlerde hem kendiniz hem de yakınlarınız için hediyelik olarak satın alabilirsiniz. Ziyaretinizi Haziran ayında gerçekleştirirseniz “Cumalıkızık Festivali”ni de takip edebilirsiniz.